Doğa ile Tarihin Buluştuğu Nokta: Pamukkale'ye Yolculuk
Türkiye’nin dört bir yanı büyüleyici doğal güzelliklerle dolu. Bu doğa harikalarından biri de bembeyaz görüntüsü ile tüm dünyayı kendine hayran bırakan Pamukkale travertenleri.
Pamukkale travertenleri, benzersiz yapısı ile adını tüm dünyaya duyurmuş bir doğal güzellik. Ama bu doğal güzelliğin arkasında koskocaman bir tarih gizli. Bu nedenle Pamukkale hem doğanın mucizesini hem de geçmişin izlerini keşfedebileceğiniz eşsiz bir yer. O halde hazırlanın, Pamukkale’ye doğru keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz.
Geçmişten Günümüze Şifa Kaynağı: Pamukkale Travertenleri
Pamukkale travertenleri; doğanın mucizeler yarattığı ve benzersiz manzarası ile sadece Denizli’nin değil, Türkiye’nin de sembolü haline gelen beyaz bir cennet. Bu beyaz cennet, tabii ki sadece muhteşem görüntüsü ile değil, şifalı sularıyla da oldukça meşhur. Peki, bulutların yeryüzündeki yansıması gibi bir görsel şölen sunan Pamukkale travertenlerinin sırrı ne?
Aslında bütün sır, suyunda gizli. Pamukkale, termal su anlamında oldukça zengin bir bölge. Sıcaklığı 35 ile 100 derece arasında değişen ve mineral açısından zengin olan termal suların oksijenle teması ise Pamukkale’nin bembeyaz manzarasının nedeni. Çünkü termal su, oksijen ile temas edince sudaki kalsiyum karbonat reaksiyona girer ve çöker. Pamukkale travertenlerinde yürürken ayağınızın altında hissedeceğiniz o tortu da aslında bu çökmeden kaynaklı. Tortunun zamanla sertleşmesi sayesinde de travertenler oluşuyor. İşte, böylece doğanın mucizesi Pamukkale’de görsel bir şölene dönüşüyor.
Pamukkale’nin bu bembeyaz halinin korunması için de travertenleri ziyaret ettiğinizde çeşitli kurallara dikkat etmeniz şart. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale’nin zarar görmemesi için sadece belirli bölümlerine ziyaretçilerin girişi serbest. Bu bölümlerde ayakkabısız bir şekilde yürüyebilir, dilerseniz ziyarete açık olan teras alanlarında sıcak suyu deneyimleyebilirsiniz.
Doğanın mucizesi Pamukkale travertenlerini gezdikten sonra şimdi, Pamukkale’nin tarihini keşfetmek için travertenlerin hemen arka bölümünde yer alan Hierapolis Antik Kenti’ne geçelim.
Pamukkale'nin Tarihi: Hierapolis Antik Kenti
Geç Helenistik ve erken Hristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis, antik çağlardan günümüze kadar gelen en çarpıcı merkezlerden biri. Bu antik kentin M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Kralı II. Eumenes tarafından kurulduğu biliniyor. Sonrasında ise Hierapolis, Büyük Konstantin döneminde Frigya bölgesinin başkenti ve Bizans döneminin piskoposluk merkezi olmuş. Bu nedenle Hierapolis’e farklı kültürlerin zenginliklerini taşıyan önemli bir kültürel miras demek mümkün.
Tabii Pamukkale’nin termal sular açısından zengin yapısından dolayı burası tıpkı bugün olduğu gibi geçmişte de bir şifa merkezi olarak değerlendirilmiş. Bunun en dikkat çekici kanıtı ise Hierapolis Antik Kenti içinde bulunan Antik Havuz. Bir deprem sonrası oluşmuş bu havuz, termal su ile dolu. Yaz-kış fark etmeksizin her zaman 36 derece olan termal suyun bazı cilt ve dolaşım sorunlarına iyi geldiği biliniyor. Bu nedenle de geçmişten günümüze kadar Antik Havuz, şifa bulmak isteyenlerin buluşma noktası. Şifalı yapısının yanı sıra Roma sütunları arasında yüzmenin zevki ise tabii ki paha biçilemez.
Pamukkale Travertenlerine Nasıl Gidilir?
Doğanın tarih ile buluştuğu Pamukkale travertenlerine gitmenin yolu Denizli’den geçiyor. Travertenler ve travertenlerin hemen arkasında yer alan Hierapolis Antik Kenti, Denizli’nin Pamukkale ilçesinde bulunuyor. Denizli şehir merkezi ve Pamukkale travertenleri arası ise yaklaşık 18 kilometre. Araba ile 25 dakikalık bir yolculuk sonrası Denizli’den bu beyaz cennete ulaşmak mümkün.
Bu yolculuğu daha konforlu hale getirmek için de Garenta her zaman yanınızda. Garenta Denizli ofisinden araç kiralayarak hem Pamukkale travertenlerine hem de Denizli’de gezeceğiniz diğer bölgelere kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Denizli'de Görülmesi Gereken Diğer Yerler
Pamukkale travertenleri, Denizli’nin en meşhur yeri olsa da Denizli’de görülecek yerler sadece bununla sınırlı değil. Çünkü Denizli hem doğal güzellikleri hem de tarihi yerleri ile keşiflerle dolu bir gezinin adresi. “Peki, başka nerelere gidebilirim?” diyorsanız şimdi, Denizli’ye gittiğinizde görmeden dönmemeniz gereken yerleri keşfedelim.
Laodikeia Antik Kenti
Antik kent gezisi sevenler için Denizli adeta bir cennet. Çünkü burada Hierapolis dışında farklı antik kentler de bulunuyor. Bunlardan biri de geçmişin ticaret merkezi olan Laodikeia Antik Kenti.
M.Ö. 261 yılında II. Antiokhos tarafından kurulmuş Laodikeia şehri, döneminin ticaret merkezi olması ve Anadolu’nun 4 kilisesinden birine ev sahipliği yaparak Bizans döneminde dini bir merkez haline gelmesi ile dikkat çekiyor.
Oldukça gösterişli yapılara sahip bu şehri tarihi açıdan daha önemli kılan ise buranın Antik Çağ’da ticarete dayalı bölgesel birliklerin oluştuğu ilk yer olması. Bunun kanıtı ise antik kentteki Kuzey Tiyatrosu’nun oturma basamaklarında yer alan yazıtlarda gizli. Çünkü yazıtların üzerinde bölge kentlerinin, kentin esnaf loncalarının, ticaret yapanların isimleri bulunuyor. Bu da Laodikeia’da çevre şehirleri kapsayan bir ticaret birliğinin kurulduğunun göstergesi.
Laodikeia Antik Kenti; Denizli merkezden yaklaşık 8 kilometre, Pamukkale travertenlerinden ise 15 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Denizli merkezden Pamukkale’ye giderken bir mola verip bu önemli antik kenti keşfedebilirsiniz.
Işıklı Göl
Denizli’de Pamukkale travertenlerinden sonra büyüleyici bir manzara daha keşfetmek isterseniz rotanızı Işıklı Göl’e doğru çevirebilirsiniz.
Denizli’nin Çivril ilçesinde bulunan Işıklı Göl, yüzeyini kaplayan nilüfer çiçekleri ile meşhur. Her sene mayıs ile temmuz ayları arasında gölün yüzeyi nilüferlerle kaplanıyor. Böylece Işıklı Göl’de eşsiz bir manzara ortaya çıkıyor.
Işıklı Göl’e gittiğinizde kayıklarla gölde tura çıkabilir ve bu büyüleyici manzaranın ortasında kendinizi adeta bir masalın içinde hissedebilirsiniz.
Bu yerler dışında suyunda şifa bulacağınız Karahayıt Kaplıcaları ve Denizli’deki bir diğer antik kent olan Tripolis Antik Kenti’ni de gezi planınıza ekleyebilirsiniz. Denizli keşfinden sonra yola yeni keşiflerle devam etmek isterseniz de Denizli’den yaklaşık 2 saatlik bir yolculukla ulaşabileceğiniz Aydın’a doğru yola çıkabilirsiniz. “Peki, Aydın’da bizi neler bekliyor?” diye merak ediyorsanız Aydın’da gezilecek yerleri keşfetmek için “Efeler Diyarına Yolculuk: Aydın Gezi Rehberi” yazımızı okuyabilirsiniz.